Anne Bonny

Kahraman ile haydut arasında çok ince bir çizgi vardır, tıpkı aşk ile suç gibi. Anne Bonny birçoğuna göre akıl dışı bir suçlu, bazılarına göre de büyüleyici bir kişilik. Dünya tarihine geçen tek kadın korsan.






Kadınlar, iyi haydut hikayelerinde genelde arzulanılan ve uğruna savaşılan unsurlardır. Tarih çok az kadın haydut tanımıştır. Anne Bonny, birçoklarına göre akıl dışı bir suçlu, bazılarına göre de büyüleyici bir tarihi kişilik. Dünya tarihine geçen tek kadın korsan Anne, hakkında yazılanlara ve belgelere bakarsak başına buyruk, bağımsız ruhlu ve korkutucu ölçüde cesur bir kadındı. Kuşkusuz çağının çok ötesindeydi, kadınlara evde hanım hanımcık eşlerini beklemelerinin buyrulduğu bir dönemde sözlüğüne "itaat" kelimesini almamıştı bile.

Doğum tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte o dönemin kitaplarında, Anne'in İrlanda'da 1697 ya da 1700 tarihinde dünyaya geldiği yazıyor. Anne, evlilik dışı bir çocuktur. Babası Avukat William Cormac, başka bir kadınla evliyken evde hizmetçilik yapan Mary Brennan'ı hamile bırakmış. Toplum baskısı yüzünden Mary ve William İrlanda'yı terkedip Amerika'ya yerleşmişler. Kızları Anne ile Güney Caroline'da kendilerine yeni bir hayat kurmuşlar. William Cormac, Mary Brennan'ı eşi olarak tanıtmış ve hukuk işine devam etmiş. William işinde başarılı olunca aile kendini sosyeteye kabul ettirmiştir.



Anne ise başından beri farklı bir kişilikmiş. Mary Brennan, Anne daha çocukken hayatını kaybetmiş. Böylece büyün evi çekip çevirmek Anne'e kalmış. Büyük sorumluluklar altında ezilen ve kendini kanıtlamak için canla başla çalışan bu çocuk zamanla katı ve asabi bir kişiliğe bürünmüş. On dört yaşındayken kendisine cinsel tacizde bulunan bir erkeği yaralayarak yataktan kalkamaz hale getirmiş.

Anne, on altı yaşındayken, James Bonny adlı bir gemi kaptanına aşık olmuş. Babasından gizli yürüttüğü bu ilişki, onu daha da katılaştırmış. James Bonny aynı zamanda küçük çaplı bir korsanmış. Kızının büyüyüp sosyeteye karışmasını, bir hanımefendi olmasını isteyen babası bu ilişkiyi duyunca beyninden vurulmuşa dönmüş. Fakat Anne'in planları farklıydı. Macera ve hareket istiyordu. James de onu bu maceraya taşıyacak araçtı.

Anne, babasının itirazlarına rağmen James ile evlenmiş ve Korsan Cumhuriyeti olarak bilinen Nassau'ya taşınmışlar. Anne yeni yaşam alanından memnundu. Adada bir eğlence mekanı işleten Pierre adlı bir eşcinselle arkadaşlık kurdu. Dönemin önemli kişileriyle ahbaplık etmiş olan ve pek çok gizli sır bilen Pierre, Anne'i denizlere açılma konusunda yüreklendiriyordu. James ise korsan arkadaşlarını fişleyip, karşılığında hükümetten valilik görevi almıştı. Anne de Chidley Bayard adlı zengin bir adamla flörtleşmeye başlamıştı. Fakat Bayard'ın soyluluk budalası arkadaşlarıyla ters düşmüştü. Bir gün Bayard'ın suratına bir yumruk atınca ilişkisi sona erdi.

Can sıkıntısıyla savaşan Anne, erkek kılığına girerek bir geminin mürettebatı olmayı başardı. Gemide bir kadının bulunmasının şanssızlık getireceğine inanıldığı için, Anne bir süre erkek kılığında çalıştı. Çok iyi dövüştüğü ve çok iyi bıçak tabanca kullandığı için kimse onun kadın olduğundan şüphelenmedi. Kısa bir sürede cesareti sayesinde herkesin saygısını kazanmayı başardı. Bu arada gemide Jack adında bir denizciyle aşk yaşamaya başladı. Bu ilişki sırasında hamile kalınca cinsiyetinin açıklanması kaçınılmaz oldu. Anne, bebeğini doğurana kadar Küba'da kalmaya karar verdi ama bebek ölü doğdu. Anne perişandı. Ruhsal sağlığını da kaybediyordu. Jack onu Küba'dan aldı ve korsanlığı bırakarak Anne iyileşene kadar sakin bir hayat sürmeye karar verdi. Ancak Anne'in eski kocası onları öldürtmeye kalkınca, çift yine denizlere açıldı ve korsanlığa devam etti. Anne ve Jack'in gemisinde erkek kılığında bir kadın daha vardı. Bu kadının ismi Mary Read idi. Anne ve Mary çok iyi arkadaş oldular ve savaşlarda beraber kılıç salladılar.

Ama bir akşam gemileri baskına uğradı. Gemideki erkekler, Jack dahil, savaşmak istemediler. Mary ve Anne'in mücadelesi ise yeterli olmadı. Jack idama mahkum edildi, Mary ve Anne ise hamile oldukları anlaşılınca sadece hapis cezasına çarptırıldılar. Mary sert hapishane koşullarına dayanamayıp hayata veda etti. John Carlova'nın Denizlerin Hanımağası kitabına göre, Anne nüfuzlu dostları sayesinde hapisten kurtarıldı. Bazı korsan efsaneleri ise, dönemin ünlü korsanlarının birleşip bir baskın yaparak Anne'i kurtardıklarını söylüyor. Kesin olan, Anne'in asılmadığı ve kendine uzaklarda yeni bir hayat kurduğudur.

Kahraman ile haydut arasında çok ince bir çizgi vardır, tıpkı aşk ile suç gibi. Anne Bonny, tarihe kendi kurallarıyla yaşayan bir kadın olarak geçti.

Yorumlar